ABD ve Çin Arasındaki Veriler Varlık Fiyatlarını Etkiliyor
Piyasalarda belirsizlik giderek artarken, ABD ve Çin’den açıklanan veriler varlık fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası (Fed) Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tarafından açıklanan toplantı tutanakları, enflasyonun hala Banka’nın uzun vadeli hedefinin oldukça üzerinde olduğunu gösteriyor.
İş gücü piyasasının sıkı kalması nedeniyle, çoğu katılımcı para politikasının daha fazla sıkılaştırılmasını gerektirebilecek önemli yukarı yönlü riskler olduğunu düşünüyor. Ancak, tutanaklarda iki üyenin faiz oranlarının sabit bırakılmasını tercih ettiği belirtiliyor.
Analistler, tutanaklardaki sinyallerin, Fed’in enflasyonla mücadelesinde henüz sona gelinmediğini gösterdiğini söylüyor. Ayrıca, son dönemde açıklanan verilerin ekonomik aktivitenin güçlü olduğunu gösterdiği için risk algısının arttığını da vurguluyor.
Örneğin, ABD’de sanayi üretimi beklentileri geride bırakarak aylık yüzde 1 artış gösterdi ve kapasite kullanım oranı yüzde 79,3’e yükseldi. Bu gelişmeler tahvil piyasalarında satış baskısını derinleştirirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,30 ile son 16 yılın zirvesine yaklaştı.
Yatırımcılar, enflasyon endişelerinin hala güçlü olduğuna ve Fed’in politika faizini daha da artırabileceğine işaret eden bu satış baskısını dikkate alıyor. Bu durum, altın ve petrol gibi emtia fiyatlarının düşmesine neden oluyor. Altının ons fiyatı 1.885 doları test ettikten sonra önceki kapanışın hemen üzerinde 1.892 dolarda dengelenirken, Brent petrolün varil fiyatı da 83 dolarda bulunuyor.
Çin kaynaklı endişelerle birlikte bakırın libresi, aşağı yönlü seyrini sürdürüyor ve şu anda 3,63 dolardan işlem görüyor.
Dün New York borsasında Dow Jones endeksi yüzde 0,52, S&P 500 endeksi yüzde 0,76 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,15 değer kaybetti. Bu durum, endeks vadeli kontratların yeni güne karışık seyirle başlamasına neden oldu.
Avrupa borsalarında da Almanya hariç satış ağırlıklı bir seyir izlendi. Bölgenin en büyük ticaret ortağı olan Çin’den gelen olumsuz haber akışı da risk algısını artırıyor.
Halihazırda güçlü olan resesyon endişelerine ek olarak, Çin’de yavaşlayan ekonomik aktivite ve bölgenin üretimini olumsuz etkileme ihtimali, yatırımcıların karar almasını zorlaştırıyor. Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasına yönelik beklentiler Banka’nın eylülde de faiz artışlarına devam edebileceğini gösteriyor.
Dün İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,44, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,1 ve İtalya’da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,93 değer kaybetti. Almanya’da ise DAX 40 endeksi yüzde 0,14 geriledi.
Asya piyasalarında ise Çin’den gelen negatif haber akışı devam ediyor. Gayrimenkul sektöründe borçlarını ödeyemeyen şirketlerin sayısı artarken, bazı finansal kuruluşlarında benzer sorunlarla karşılaşması risk algısını artırıyor. Bu durum, ülkedeki yavaşlayan ekonomik aktivite endişelerini daha da derinleştiriyor. Ayrıca, Çin’in en büyük teknoloji şirketlerinden Tencent Holding’in gelirleri beklentilerin altında kaldı.
Japonya’da ise bugün açıklanan dış ticaret verilerine göre ihracat yıllık yüzde 0,3 ve ithalat yıllık yüzde 13,5 geriledi. Kapanışa yakın Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,6, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,2, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,4 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,3 değer kaybetti.
Yurt içinde ise Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi dünkü dalgalı seyrin ardından yüzde 0,37 değer kaybıyla günü 7.662,26 puandan tamamladı.
Dolar/TL ise dünü önceki kapanışın hemen üzerinde 27,0704’ten tamamlamasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 27,1030 seviyesinden işlem görüyor.
Bugün yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise ABD’de Philadelphia Fed imalat endeksi, haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve CB öncü göstergeler endeksi verileri takip edilecek. Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 7.600 ve 7.500 seviyeleri destek, 7.700 ve 7.850 puan ise direnç olarak görülüyor.